Olta,Kamp Hazırlıkları ve Pullu Sazan Süprizi
Kerim Çelikbilek ve Nedret Öztürk, Pelitözü Gölpark’a gitme motivasyonları doğrultusunda balık avı için kapsamlı bir hazırlık süreci geçirdi. Doğayla iç içe olmayı ve keyifli anlar biriktirmeyi hedefleyen bu ikili, özellikle dev pullu sazan avlama heyecanıyla yola çıkmaya karar verdi. Bu noktada, doğru ekipman seçimi ve yanlarına alacakları malzemeler dikkatle planlandı.
Pelitözü Gölpark, sunduğu doğal güzellikler ve zengin balık çeşitliliği ile dikkat çeken bir lokasyon. Kerim ve Nedret, bu alanda başarılı bir balık avı gerçekleştirebilmek için kaliteli olta takımlarını özenle seçti. Olta kamışları, makaralar ve kancaların yanı sıra, doğru yem seçimi de bu hazırlık sürecinin önemli bir parçasıydı. Özellikle, sazan avında etkili olan yem türlerinin incelenmesi, hedeflenilen balık türü için müşterek bir karar ile belirlendi.
Kamp süreci sırasında, doğanın içinde rahat bir gece geçirmek için çadır, uyku tulumu ve diğer kamp malzemeleri dikkatlice hazırlandı. Kerim ve Nedret, doğal ortamda konforlu bir deneyim yaşamak adına gerekli tüm detayları düşündü. Ayrıca, güvenlik ekipmanlarının ve ilk yardım malzemelerinin temin edilmesi de göz ardı edilmedi, çünkü güvenli bir kamp deneyimi her şeyden önce gelmekteydi.
Böylece, ikili, Pelitözü Gölpark’ta gerçekleştirecekleri balık avı için hem keyifli bir ortam sağladı hem de bu ön hazırlık süreci sayesinde av gününün beklentilerini arttırdı. Balık tutma eylemi için gereken tüm adımları gerçekleştiren Kerim ve Nedret, heyecanla yola çıkmayı beklemeye koyuldular.
Büyük An: Sabahın İlk Işıklarında
Günün ilk ışıkları belirmeye başladığında, Bilecik’in huzurlu göl kenarında balık tutmaya hazırlanan Kerim ve Nedret, oltalarının çan sesleriyle uyanma anının heyecanını yaşıyorlardı. Karanlık, yavaş yavaş yerini sabahın taze sıcaklığına bırakırken, bu ikili, zorlu bir mücadeleye girişmenin arefesinde hissedilen gerginliği paylaşıyordu. Yağmurlar sonrasında göl, balık avlamak için ideal bir ortam sunmuştu, bu da onların umutlarını artırıyordu.
Kerim ve Nedret, sabahın ilk ışıklarında göl kenarındaki sabırlı bekleyişlerine başlamışlardı. Her bir oltalarının suya dalışıyla birlikte, denizin derinliklerinde kaynaşan balıklarla olan iletişimlerine dair büyüleyici bir deneyim yaşayacakları kesin gibiydi. Gölde dalgalar hafif hafif kıpırdanırken, sabahın serin rüzgarı onları sarhoş eden bir umutla sarmalamıştı. Her bir çan sesi, avcının sabırsızlığını pekiştiriyor, kalplerinin hızlı atmasına sebep oluyordu.
Aniden, oltalardan birinden gelen titreme, Kerim’in kalp atışlarının hızlanmasına neden oldu. Oltayı çekmeye başladıklarında, beklenmedik bir güçle karşılaştılar. Bu, sıradan bir balık değildi; karşılarındaki dev pullu sazan, kıyıya çekme sürecini oldukça zorlu hale getiriyordu. Diğer balıkçılar, bu sıra dışı avı yakalamak için hemen yanlarına koştu. Büyük an… Birlikte yaptıkları koordineli çalışma ile Kerim ve Nedret, güçlerini birleştirerek bu muazzam avı kıyıya çıkardılar.
O an, büyük bir zaferin hissedildiği, birbirlerine atılan bakışlarla iç içe geçmiş bir sevinç anıydı. Bilecik’te sabahın ilk ışıklarında yaşanan bu mücadele, sadece bir balık yakalamak değil, aynı zamanda dostluk, dayanışma ve doğanın sunduğu mucizelerin paylaşımına dair derin bir deneyimdi.
“TUTMAK İÇİN 1 HAFTA BEKLEDİK”
Balığı tutanlardan biri olan Kerim Çelikbilek, Pelitözü Göledi’nde bundan daha iri sazanların olduğunu anlatarak, “Nedret arkadaşım ile gölette 1 haftadır çadır içinde yatarak bu anı bekledik. Sabaha karşı oltalardaki alarmlar ötünce büyük bir heyecanla yataktan kalkarak oltayı çekmeye başladık. Zaten oltayı çekerken bu kadar büyük bir balık olduğunu anladık.“
Sosyal Medyada Yankı Uyanan Anlar
Bilecik’te yakalanan 28 kiloluk dev pullu sazan, sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. Balıkçıların ve bu olayın tanıklarının anlık paylaşımları, bölgedeki diğer balıkçılar ve doğa severler arasında hızlı bir etki yarattı. İlk olarak, balığın fotoğrafları sosyal medya platformlarında yayıldı ve bu görüntüler, birçok kullanıcının dikkatini çekerek yoğun bir etkileşim oluşturdu.
Olayın ardından birçok kişi, sazanın yakalanma anını ve sonrasındaki gelişmeleri paylaşmak için sosyal medya hesaplarını aktif bir şekilde kullandı. Özellikle Instagram ve Twitter gibi platformlar, olayla ilgili anlık güncellemeler ve yorumlar için önemli bir mecra haline geldi. Balıkçılar, dev sazanın boyutu ve ağırlığı karşısında şaşkınlıklarını dile getirerek, herkesin ilgisini çeken bu anı kutladılar. Bazı kullanıcılar, bu olayı ele alan eğlenceli mizah içerikleri de oluşturarak, sosyal medyanın bu tür olaylara nasıl tepki verdiğini gösterdi.
Bunun yanı sıra, akıllarında bazı av hikayeleri olan kullanıcılar, kendi deneyimlerini ve biraz da kıskanarak benzer başarılarını paylaşmaya başladılar. “Ben de bir gün böyle bir balık yakalayacağım,” gibi yorumlar, etkileşimini artıran bir unsur oldu. Ayrıca, yerel medya kuruluşları da önceden yakalanmış diğer büyük balıkların hikayeleriyle birlikte bu olayı haberleştirerek, daha geniş kitlelere ulaştı. Bu süreç, hem sosyal medyanın gücünü hem de doğa ile iç içe olan insanların bir araya gelme isteğini pekiştirdi.
Avcıların Geri Dönüşü: Doğaya Saygı
Bilecik’te yakalanan 28 kiloluk dev pullu sazan, yalnızca büyüklüğü ile değil, aynı zamanda bu avın çevresel etkileri üzerine düşündürmesi ile de dikkat çekmektedir. Kerim ve Nedret’in bu yakalamayı gerçekleştirmesi, onların balıkçılık pratiği ile doğaya olan bağlılıklarını gözler önüne sermektedir. Bu av, avcılık şuuru ve ekosistem dengesi açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Balığın yakalanmasının ardından, avcılar bu dev sazanı doğaya saygılı bir tutumla yeniden gölete bırakmayı tercih etmişlerdir. Bu hareket, balıkçılığın yalnızca bir hobi veya spor olmadığını, aynı zamanda doğal hayatın sürdürülebilirliğine katkı sağlama sorumluluğunun da bir parçası olduğunu göstermektedir. Kerim ve Nedret, bu tarz bir avcılığın etik boyutuna büyük önem vermekte ve gelecekte doğaya bırakacakları mirası da düşünerek hareket etmektedirler.
Doğayı koruma bilinci, günümüz avcılarının temel özelliklerinden biri haline gelmiştir. Bu yaklaşım, avcılığın sadece bir eğlence aracı olarak değil, aynı zamanda doğa ve ekosistem üzerindeki etkilerinin ve gelecekteki nesillere bırakılan mirasın bilincinde olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini savunur. Kerim ve Nedret gibi avcılar, yarattıkları etkiyi ve bu avcılığın doğaya olan saygısını unsurlar olarak değerlendirirken, diğer avcılar için örnek teşkil etmektedirler.
Söz konusu dev pullu sazanın doğaya geri bırakılması, avcılığın etik bir yönünü vurgulamakta ve diğer avcılara da bu bilinçle hareket etme çağrısında bulunmaktadır. Sonuç olarak, doğaya saygılı bir şekilde yapılan avcılık, sadece doğanın dengesini korumakla kalmayıp, aynı zamanda gelecek nesillere daha zengin bir ekosistem bırakma niyetini de barındırmaktadır.