Hikayeyi bana aktaran, Türkiye’nin tanıdığı bildiği, Savunma Sanayi alanında dünya çapında işler yapan müthiş bir mühendis.
Tam ibretlik aslında.
“1985 yılında arkadaşım Avukat Mehmet’le her hafta balığa çıkar iyi av yapar gelirdik. Ağustos sonlarında eski bir reis olan Mehmet, palamut boğaza girecek oraya gidelim dedi, sonra ekledi: ‘Palamut çaparisi lazım, bunun iyisini Kalamış Yelken Kulübü’nde bulacağımız Kör İhsan Reis yapar.’ Palamut çaparisi dediği 40 iğneli bir çapari, şanslı günde bir oltada 20 – 25 balık alınabiliyor. Biz de kalktık gittik.
Kör İhsan Reis nerede palamuta çıkacağımızı sordu.
Ben de ‘Motorlarımız hızlı Karadeniz’e kadar gideriz’ dedim.
Reis ‘Bak delikanlı bu sene balık kuvvetli onun için sağlam yapacağız, köstekler 0,50 olmalı’ diye cevap verdi.
Eh biz de mühendisiz, 0,50 mm2 misina ile 5-6 kg kırlangıç alabiliyoruz ya, tecrübeyle ulaşılan doğruya içimden bir bravo çekerek, ‘Tamam Reis!’ dedim.
İhsan Reis ustalık dersine devam edip, ‘Beden de güçlü olacak, 0,75 yapacağım’ deyince enayiliğinin farkında olmayan, bilmiş mühendis olarak hemen itiraz ettim ‘Reis, bir balığı 0,50mm2 misinayla zaptediyorsun da 20 balık için 0,75mm2 biraz zayıf olmaz mı??’
İhsan Reis hiç kafasını kaldırmadan cevap verdi ‘Delikanlı sen hiç bilerek aynı yöne asılan iki üç palamut gördün mü? Takılınca birlikte çekip bedeni koparmayı denemezler bile. Beden zamanla zayıflasa bile balıklar aynı yöne çekmedikçe kopmaz’”
Bu hikayeden, siyasi bir mana çıkarmak elbette mümkün ama siyasetçilerin balıklardan bir nebze daha makul hareket etmelerini beklemek de hakkımız. Kaynak HaberTürk / Fatih Altaylı