Yeni yapılan bir araştırmanın sonuçları; Japonya, Çin, Kore, ABD ve Tayvan’lı endüstriyel balıkçıların Kuzey Pasifik’teki büyük çöp adasının oluşmasında en büyük katkıda bulunduğunu gösteriyor.
Plastik atıklar çağımızın en önemli çevre sorunlarından. Günden güne kullanım alanları çoğalan plastiğin buna bağlı olarak da yıllar içinde üretimi inanılmaz boyutta arttı. 2021 yılında yıllık üretimi 10 milyon tonu geçen plastiğin 5.6 milyon tonu; yani yarısından fazlası ambalaj sektöründe kullanılıyor. Bunun anlamı ise yıl boyunca üretilen plastiğin yarısından fazlasının ortalama üç ile beş gün arasında atık plastiğe dönüşmesi oluyor.
Bu kadar büyük miktardaki atık ise zengin merkez kapitalist ülkeler tarafından büyük oranda yoksul çevre kapitalist ülkelere yönlendiriliyor. AB ülkeleri plastik atıklarının büyük bir bölümünü Türkiye’ye gönderiyor. Çin’in de plastik atık ithalini yasaklaması sonucu Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye gönderilen atıkların miktarı 2004 yılından bu yana 196 kat arttı. Eurostat verilerine göre Avrupa’nın plastik çöpünü en çok alan ülke Türkiye ve ülkemiz yalnızca bu kıtadan 2020’de yaklaşık 660.000 ton plastik atık ithal etmiş.
Plastik atıkların yaşam alanlarından uzaklaştırılması için kullanılan yöntemlerden diğeri ise bu atıkların yasa dışı olarak akarsu ve denizlere atılması. Bugüne kadar deniz ve okyanuslarda biriken, yüzen adalar oluşturan plastik atıkların kaynağının akarsular yolu ile denizlere ulaşan plastikler olduğuna inanılıyordu. Ancak Nature Publishing Group tarafından online olarak yayınlanan Scientific Reports dergisinde 1 Eylül tarihinde yayımlanan bir makale özellikle okyanuslardaki plastik kirliliğinden önemli ölçüde endüstriyel balıkçılığın sorumlu olabileceğini gösterdi.
En büyük pay beş ülkenin
Lebreton, L., Royer, SJ., Peytavin, A. tarafından yapılan bilimsel araştırma, sanayileşmiş balıkçı ülkelerinin Kuzey Pasifik Okyanusu’nda subtropik akıntıların yardımı ile oluşan büyük plastik atık adasının ana nedenini ortaya koyuyor. Araştırma ekibi Kuzey Pasifik Okyanusu’ndaki bu büyük plastik atık adasından (Kuzey Pasifik Çöp Yaması-NPGP) 5 cm’den büyük 6000 adet plastik çöp almış. Alınan plastik atıklar tartılıp sıralanmış. Yaşları ve kökenleri için analiz için laboratuvara gönderilmiş. Yüzen plastikleri okyanustan çıkarmak için teknolojiler geliştiren ve ölçeklendiren ve kar amacı gütmeyen Hollandalı bir kuruluş olan The Ocean Cleanup ile işbirliği yapılmış. Sonuç olarak NPGP’den alınan toplam 547 kg sert plastik enkaz maddesini analiz edilmiş. Özellikle de 5 cm’den büyük sert plastik kalıntıları üzerindeki kanıtlardan tespit edilen menşe ülkelere odaklanılmış. Bir dağılım modeli oluşturularak kara tabanlı ve balıkçılık faaliyetleri kaynaklı senaryolar test edilmiş. Bu testler sonucu bölgedeki yüzeyde yüzen birikmiş balık ağlarının büyük bir kısmına ek olarak, NPGP’de biriken 5 cm’den büyük yüzen sert plastiklerin çoğunluğunun da sanayileşmiş balıkçı ülkelerinden geldiği ve böylece balıkçılık faaliyetlerinin çoğunlukla Kuzey Pasifik subtropik girdaplarında yüzen plastiklerin birikmesinden sorumlu olduğuna dair kanıtlar bulunmuş.
Çalışmada tespit edilen en yaygın plastik nesneler tanımlanamayan parçalar. (sayıma göre %33 ve kütleye göre %28). Balık kutuları, istiridye av takımı ara parçaları ve yılan balığı tuzakları gibi balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği malzemeleri, toplanan sert plastik nesnelerin sayısının % 26’sını ve kütlenin % 8’ini oluşturan ikinci en yaygın kategori olarak bulunmuş. Araştırmada, plastik şamandıralar ve diğer şamandıraların, plastik nesnelerin sayısının % 3’ünü, ancak toplam kütlenin % 21’ini oluşturduğu; yiyecek ve içeceklerle ilişkili plastik maddelerin toplamının ise çoğunluğu şişe kapaklarından oluşan % 13’ünü temsil ettiği bulunmuş: Bunlar düşük ağırlıkları nedeniyle toplam kütlenin sadece % 1’ine karşılık gelmiş. Son olarak, ev eşyaları plastik nesnelerin sayısının ve kütlesinin ise sırasıyla % 14 ve % 16’sını oluşturduğu hesaplanmış. Bu malzemelerin kökeni araştırıldığında ise ilk beş köken Japonya (% 34), Çin (% 32), Kore (% 10), ABD (% 7) ve Tayvan (% 6) bulunmuş.
Bu sonuçlar, beş ülkenin NPGP’nin oluşumuna büyük katkıda bulunduğunu ve en çok Japonya, Çin, Güney Kore, ABD ve Tayvan‘dan kaynaklanan plastik atıkların yüzen bu atık adasını oluşturduğunu gösteriyor. Bu beş ülke, okyanusa kara kaynaklı plastik atıklarının yanı sıra Kuzey Pasifik Okyanusu’ndaki endüstriyel büyük balıkçı ülkeler olmaları nedeniyle balıkçılıktan kaynaklı plastik atıklarını da boşaltıyor. Bu sonuç, NPGP’de bulunan sert plastik kalıntıların analizi ile doğrulanmış durumda. Balıkçılığın okyanus plastik kirliliği sorununun ana kaynaklarından olduğu artık bir gerçek…
Bu bilgi, gelecekte okyanusları atık plastikler için oluşturulacak politikalar ve çözüm açısından da önemli… Bu makalenin ve diğer araştırmaların gösterdiği şey, okyanuslarda biriken plastik atıklardan sorumlu sektörlerin başında balıkçılık geliyor. Üstelik balık çiftlikleri ve büyük balıkçılık filoları eskiyen plastik malzemelerini denizlere sorumsuzca bırakmaya eğilimli… Los Angeles, Kaliforniya‘daki bir okyanus araştırma kuruluşu olan Gyres Enstitüsü’nün bilim direktörü Lisa Erdle araştırmanın sonuçlarının Mart 2022’den beri müzakere edilen Birleşmiş Milletler Plastik Kirliliği Anlaşması‘nı şekillendirmek için de kullanılabileceğini söylüyor. Tabii ilk düşünülen önlemler, balıkçılık sektöründe kullanılan plastik malzeme miktarını düşürmek ve sektörü plastik atıklar konusunda sıkı denetim altına almak. Ayrıca bu çalışmanın da gösterdiği gibi endüstriyel balıkçılıkla uğraşan ülkelerin bu sektörün plastik atıklarını da yakından izleyerek geri almaları ve geri dönüşüm programları geliştirmeleri şart.
Hala sonuçlanmayan Birleşmiş Milletler Plastik Kirliliği Anlaşması’na gelirsek; merkez kapitalist ülkelerin plastik atıklarını, başta ülkemiz olmak üzere hala çevre kapitalist ülkelere gönderme veya balıkçılık sektöründe olduğu gibi denizlere terk etme politikalarından vazgeçmemeleri bu antlaşma taslağının önündeki en büyük engel olarak duruyor. Kaynak yesilgazete.