Afrikalı Balıkçı

İnsanlar ne kadar yaşlansalar da ararlar annelerini, canları yandı mı anarlar: ‘Ah anacığım!’ Ve ne kadar güzel ülkeler görürseler görsünler, hep özlerler doğdukları yeri. Sanki annelerine ve doğdukları yere incecik tellerle bağlıdır yürekleri. Uzaklaştıklarında bu teller gerilir, yürekleri acır ya da tellerden bir keman gibi hüzünlü ezgiler yansır… Böyle bir masal anlattı bana bir arkadaşım. Güney Afrikalıydı.

Balıkçı
Afrikalı Balıkçı

Güney Afrika Cumhuriyeti, Afrika kıtasının tam güney ucundadır. Atlantik ve Hint Okyanusu‘na kıyısı olan devlet, Afrika‘nın en gelişmiş devletidir. Zengin yeraltı kaynakları vardır: Elmas, platin, uranyum, altın, manganez, demir. Kaynakları yüzünden bölge uzun süre Avrupa‘daki ülkelerin sömürgesi ve yarı sömürgesi olmuştur. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra da, ülkedeki yönetici beyazlar, ‘renkli’ diye tanımladıkları yurttaşlara (Zenci ve Hintlilere) ayrımcılık uygulamışlar, onların haklarını kısıtlamışlardır. Bu ırkçı yasaların ortadan kaldırılması, halkın ve aydınların büyük uğraşları sonucu 1991’de gerçekleşmiştir.

Güney Afrika’da maden işletmeciliği yapılır. Şarap üretimi ve balıkçılık önemli gelir kaynaklarındandır. Ülkenin resmi dilleri, İngilizce, Afrikaner ve anayasanın kabul ettiği 11 yerli dildir.

Güney Afrika‘da, Cape eyaletindeki Fatse körfezinde Zulu adında bir balıkçı yaşardı. Yardımlaşmayı seven, doğaya saygılı bir gençti. Bir gün ağına garip bir canlı takıldı. Kaplumbağaya benziyordu biraz ama rengi kırmızıydı. Zulu onu yeniden denize atmak isteyince, ağdaki canlı konuştu: “Beni kayığına al lütfen! Ben denizden kovuldum, denize dönemem!” Zulu bu kaplumbağanın konuşmasına o kadar şaşırdı ki, onu kayığına alır almaz köyüne döndü. Köyde kaplumbağa Zulu‘ya kendini tanıttı. Adı Xitsong‘du. Denizin çok derinliklerindeki bir ülkede yaşıyordu. Bu ülkenin yasa ve kurallarını sık sık çiğnemiş bu yüzden yargılanmıştı. Mahkeme onun doğduğu ülkeden kovulup, yeryüzüne sürülmesi cezasını vermişti. Artık ayağını bile denize sokamayacaktı.

ZuluXitsong‘un durumuna üzüldü. Birlikte yaşamalarını önerdi. Balığa beraber çıkıyorlar, gece aynı kulübede yatıyorlardı. Xitsong, balıklardan ve balıkçılıktan iyi anladığı için Zulu’nun işleri gelişiyordu. Balıklarını eyalet merkezine götürüp satmaya başlamıştı. Bir gün merkezden üzgün döndü. Xitsong, telaşlandı: “Ne oldu arkadaşım,” dedi, “balıklar para etmedi mi?” Zulu, “Yoo,” diye yanıt verdi, “her zamandan daha çok para kazandım.” “Neden üzgünsün o halde?” Zulu birden ağlamaya başladı. Eyalet merkezinde, çok güzel ve zengin bir kız görmüş, kıza bir görüşte âşık olmuştu. Kızın babası kızıyla evlenmek isteyenin üç kova inci getirmesini istiyordu…

XitsongZulu‘nun durumunun ümitsiz olduğunu anlayınca, “Biricik arkadaşım sevdiği kıza kavuşamayacak ne yazık,” diye hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Gözyaşları kumlara düştükçe çıtırdıyordu. Zulu, birden Xitsong‘un gözyaşlarının inci olduğunu gördü. Çok sevindi. Birlikte ölçtüler gözyaşlarını, iki kova dolusu inci birikmişti. Zulu sevinçle, “Ne olur Xitsong biraz daha ağla,” diye yalvardı. Xitsong, “Sen sevinince çok mutlu oldum, ağlayamıyorum,” dedi. Zulu, “Yeniden üzülmen için bir çare bulmalıyız,” dedi. “Bir kova inciye daha ihtiyacımız var.” Xitsong, “Ne yapacağımı bilemiyorum ağlamak için,” dedi. Zulu, “Acaba yurdunu düşünsen ağlar mısın?” dedi.”Dönememek seni üzer mi?’ Xitsong yurdunun adını duyunca hüzünlenmişti. Biraz sonra ağlamaya başladı, kumun üstünde inciler birikiyordu. Zulu, “Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşım artık ağlama,” dedi, “sevgilimin babasına verecek incim de var. Yeni bir ev alacak incim de… Artık zenginim.” Xitsong: “Artık ağlamamı kesemem,” diye hıçkırdı, “çok mutsuzum. Yurdumu çok özledim. Yurdumu bir daha göremeden öleceğim ne yazık…” Balıkçı da ağlamaya başladı. “Benim zenginliğimin artık hiç önemi yok. Seni üzgün gördükçe mutlu olamam,” diye onun hıçkırıklarına katıldı Zulu. O sırada denizin dibinden bir ses yükseldi: “Xitsong affedildi, hemen yurduna dönebilir…”

Xitsong bu kez mutluluktan ağlamaya başladı. Döktüğü gözyaşları pırlantadandı. “Bu taşları sevdiğin kıza ver,” dedi. Sonra birbirlerine sarılarak vedalaştılar. Xitsong dalgaların arasında kaybolurken, Zulu incilerini, pırlantalarını paketliyor, mutlu bir evliliğin düşünü kuruyordu. kaynak kültürsanattv

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous post Toplu balık ölümü tedirgin etti
Next post Okyanuslarda 1,6 milyar maske “yüzüyor” Maskelerin okyanuslara zararı 450 yıla mal olacak 2050 yılında denizlerde balıktan daha çok plastik bulunacak!