Kasım’da Aşk Başkadır / Birol TANGUT

Kasımda Aşk Başkadır

Çünkü inanın bana Kasım değildir yaşanan, son aydır o…Yaşa ve mutluluğu gör diye sana sunulan son ay. Hala anlamadınızmı; Kasım bir sembol; SON ayın sembolü, siz ona başka adlar taksanızda olur.Mart’tan başlamaya ne dersiniz? Yani hayattaki mutluluğun; insanda, doğada,hayvanlarda ve en önemlisi sevgide olduğuna, adanmışlıkta olduğuna inanmaya ve onu yakalamaya çalışmaya, sizce mart uygunmu? Başarabilirmisiniz? Hem bir beden kalbi olmadan daha ne kadar yaşar hiç düşündünüzmü?Hey sen; OCAK, ŞUBAT, MART, NİSAN, MAYIS, HAZİRAN, TEMMUZ, AĞUSTOS, EYLÜL, EKİM,KASIM, ARALIK Bunlar yeter mi anlamana, hayat bu, kukla değilsin; mutlu yaşa…

Hem şunuda sakın unutma; O SON AYDA AŞK BAMBAŞKA..O ayı seç ve bedenine yapışık kalbinle, onunla yaşa…Hayatının son dakikaları bile olsa…Çünkü; kasımda (seçtiğin ayda) aşk başkadır…

Bizim alabalık aşkımızda her ne kadar Mart’ta başlasada aslında sezonun başladığı mart ayı bir semboldür. Çünkü biz onu her mevsim sever ve özleriz. İşte bu sevda uğruna kilometrelerce yol yapar oltamızın ucuna takıldığında da mutluluktan uçarız sevgiliye kavuşmuşcasına.

Doğal alabalık av sezonu 1 Ekim itibarıyla kapanmış, ben ise denize sarmıştım kendimi. Alabalıkların olmadığı zamanda hem vakit geçiriyor, hem de eve balık götürüyordum. Malum bizim evdekiler doğal alabalık yemiyorlardı. Denizden nasip arıyorduk, ama bu sene dişli açısından çok zayıf geçiyordu. Kasım ayı gelmiş ancak Karadeniz hâlâ soğumamıştı.Öyle olunca içimizdeki alabalık aşkı bir başka depreşiyordu.Bildiğiniz üzere Gökkuşağı alabalığı için sadece orman içi dere ve göllerde yasak sezon vardı. Ve sosyal medyada gökkuşağı alabalığı yakalayan dostları gördükçe yaralarım depreşiyordu. Hal böyle olunca bana en yakın orman içi sayılmayan bir gökkuşağı deresini gözüme kestirdim. Her ne kadar deniz suyu soğumasada zaten soğuk olan dere suyunun iyice soğuyacağını biliyordum. Aynı derede geçen  sene yine Kasım ayında yüzerek yaptığım avdan bunu gayet iyi hatırlıyordum.

Bismillah deyip geceleyin düştüm yollara. Yol boyunca Türkü dinleyip ruhumu da dindilendirdim.Sabahleyin derenin kenarına vardığımda güzel bir soğuk karşıladı beni. Ama tedbirli gelmiştim. Sabah soğuğunda neopren içlikleri giyerek hızlıca hazırlandım. Geçen sefer üç defa oltama vurup yakalanmayan Uğur ve Abdullah kardeşimle beraber yaptığımız avda Uğur’un ipini koparan trofeyi kandırsam bana yeter diye düşünüyordum.

Yazının devamı ve görselleri OLTACI DERGİSİ KASIM 2019 105. SAYISINDAABONE OLMAK İÇİN 05443414082 WhatsaAp ABONE yazın sizi arayalım veya linki tıklayarak abone olunuz
tps://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSf4-3si7QVXaAdwJymBmKm5RH1V5k_MGBkOzWAmP1D00XeMPw/viewform

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous post EKİM AYINDA ÇANDARLI… / Bülent GÜNER
Next post Fırtınada Motorlu Tekne Kullanmak / Hristo YUVANIDIS