Atlantik’i yelkenliyle geçen ilk Türk kadın Başak Mireli: Düşündüğüm kadar kolay olmadı

Deniz tutkusu nedeniyle 20 yıllık kariyerinden vazgeçen Başak Mireli, Atlantik Okyanusu’nu yelkenli tekneyle tek başına geçen ilk Türk kadın oldu.

Atlantik’i yelkenliyle geçen ilk Türk kadın Başak Mireli: Düşündüğüm kadar kolay olmadı

Amatör denizciliğin efsane ismi Sadun Boro, Kısmetim adlı yelkenlisiyle 1952 yılında okyanus aşırı seyahat etmiş ve Türkiye’yi ayağa kaldırmış, büyük sevgi seliyle karşılanmıştı. Yıllar sonra ilk defa bir kadın amatör denizci, yelkenlisiyle hem de tek başına okyanusu aştı.

Yelken sporcusu Başak Mireli, 23 Aralık’ta yola çıkarak 16 Ocak’ta Karayipler’de bulunan Fransa’nın denizaşırı illerinden biri olan Martinik’e ulaştı. 13 yaşından bu yana yelken sporuyla uğraşan Mireli, eşiyle birlikte dünya turuna başlamıştı. Atlantik’ten geçme kısmını ise tek başına gerçekleştirdi.

TEKNE SU ALDI, POMPALARDA ARIZALAR OLDU

Uzun süredir bunun hayalini kurduğunu söyleyen Mireli, “Batıya doğru yolculuk ve Atlantiki geçmek uzun süredir hayalini kurduğum bir projeydi” dedi.
Mireli şöyle devam etti:

Çocukluğumdan beri yelken yapıyorum. Üniversiteyi bitirdiğimden beri yatlarda yarışıyorum ve gezi yelkenciliği yapıyorum.

Farklı projeleri denemek için kendi başına denize açıldığım çok zaman oldu. Teknede yalnız olmaya alışığım ama bu biraz daha farklı bir parkurdu. Açık denizde daha farklı rüzgar ve dalga rejiminin olduğu bir parkurdan bahsediyoruz.

Parkur Yeşil Burun Adalarından başladı ve Karayip Adalarına ulaştım. Yaklaşık 2 bin 85 millik bir parkur ama tabi güneye inerek yay çizdiğim için 2 bin 345 mil yaptım. Parkuru 24 günde tamamladım.

24 gün denizde olup sürekli bu dalgalara, rüzgara kalıp ekipmanların bozulmaması mümkün değil. Farklı sıkıntılar yaşadım ama şanslıyım majör bir sorun olmadı.

Teknenin su alması, su aldığı yerlerde pompalarda arızalar gelişmesi onları yedekleriyle değiştirmek gibi bir sürü sıkıntıyla uğraşmak zorunda kaldım.

BELİRLİ EŞİKLERİ GEÇTİKTEN SONRA RAHATLADIM

Bu yolculuğa çıkmadan önce uzun bir süre tekneyi hazırladık. 10 ay karada geçirdik, teknede bir sürü revizyon yaptık. Akdeniz’i birkaç ayda geçtikten sonra Cebelitarık çıkışında da yaptığımız revizyonları test etme şansımız oldu.

Yolculuğu yalnız yapacağım için yelken donanımında farklı alternatiflere gitmek zorunda kaldık. Yol boyunca bunların faydasını gördüm. Uzun soluklu bir yolculuk enerjinizi hep yüksek tutmanız, dinlenmek için kendinize zaman ayırmanız gereken bir yolculuk.

Bu yolda motor yapmak mümkün değil. Aküleri şarj etmek için tek alternatif maalesef motoru çalıştırmak. Özellikle ilk 1 hafta mutlaka mekanik bir otopilotla ilerlemek ve yelkenle ilerlemek lazım. Belirli eşikleri geçtikten sonra bir rahatlama elbette geliyor.

BİR SONRAKİ HEDEF: PASİFİK OKYANUSUNU GEÇMEK

Yolculuk düşündüğüm kadar kolay olmadı. Biraz da fazla stresliydi. Beklentiler yüksek, sorulan sorular çok fazlaydı. Bence bunların da bende psikolojik etkisi oldu. Ama günün sonunda mutlu sonla bittiği için çok gururluyum.

Şimdi tanımadığımız farklı denizlerde, coğrafyalardayız. Hedefimiz bunu bir ileriye taşımak Panama Kanalının diğer tarafına Pasifik Okyanusunu geçmek. Pasifikte yeni yerler görerek birkaç sene daha bu seyahati devam ettirmek.

Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te   Oltacı Dergisi‘ne abone olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous post Kebap diyarında balık avlayarak geçiniyorlar
Next post Çanakkale’de ‘denizin prensesi’ lüferin kilosu 400 liraya yükseldi